Patronumun Karısının Pompacısı Oldum

Merhabalar benim ismim Nihat, İstanbul’da yaşayan bir erkeğim 29 yaşındayım. Atletik bir vücuda sahip bir beyim. Mesleğim ise tekne kaptanlığı. Sizlere başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Umarım ilgi ve alakalı bir şekilde okursunuz. Tüm yazdıklarım tamamıyla bana ait olup ve %100 yaşanmışlık seks hikâyesidir.
Ben aslen Sinop doğumluyum. Küçüklükten beri deniz ile iç, içe yaşamışlığım vardır. Ufak yaştan itibaren balıkçı teknelerinde çalıştım. Bir yandan da eğitimimi devam ettirdim. Sinop küçük bir memleket olduğu için, fazla iş imkânı yok. O nedenle bende tası tarağı toplayıp, İstanbul’a gelenlerdenim. Şansımı burada denemeye karar vermiştim. İlk zamanlar sadece muhtelif işlerde çalıştım. Ancak yeteri kadar para kazanamadığım için, eski mesleğime geri döndüm. Bir dönem Tuzlada bulunan gemi tersanelerinde kaynakçı olarak bile çalıştım. Sinop’ta yaşarken tekne yapımcılığı ile ilgili, dedelerden gelen bir mesleğimde vardı. Ancak İstanbul’da kendime özgü bir iş bulamadığım için yapmıyordum. Tuzla tersanelerinde çalışırken, tersane sahibi patronumuz Cemil Bey’in teknesinin yapımında da çalıştım. Özellikle mesleği bildiğim için çabuk şekilde kendimi ön plana çıkarma şansım olmuştu. Ayrıca gözü karalığım ve işçiler arasında ki lider kişiliğim ile kendimi diğer gurubun içinden sıyırma imkânı sağladım. Gemi yapımı için patronum tüm işlemleri için beni görevlendirmişti. Başından sonuna kadar tüm eksiklikleri ile ben ilgilendim. Tekne bitmiş ve tören ile denize indirilmişti. Gerçekten dünyanın 7 denizinde seyir edecek bir tekneydi.
Törende patronum Cemil beyin güzel karısı Billur Hanım ile tanışma şansım oldu. Sadece patron işçi mesafesi vardı. Cemil bey yaşlı bir adamdı ancak genç bir karısı vardı. O kadar çok paranız olsa 100 yaşında bile evlenirsiniz. Cemil Bey teknesine kaptan olmamı önerdi. Bu benim için yırtmanın ilk aşamasıydı. Çünkü artık paslı çelik yığınlarının içinde çalışmayacaktım. Patronumun önerisini severek kabul etmiştim. Yeni üretim teknenin tüm sorumluluğu bana aitti artık. Patronum yeni bir gemi siparişi almış ve işlerine iş katmıştı. Ancak karısı Billur Hanım dünya turu yapmak istiyordu. Bir daveti yeni üretilen teknede verdi aile. Ben boğazın güzelliğini konuklara Cemil Bey ve Billur hanıma yaşatmaktaydım. Dostları içkileri ellerinde artık dünya turu yapmalarının vakti geldiğini söylüyordu. Ancak Cemil Bey işleri bırakmak istemiyordu. Çünkü büyük tonajlı bir gemi siparişi almıştı ve bu işten yüzünün akıyla çıkmanın derdindeydi. Karısı Billur Hanım ise bunu çok istediğini ve seninle bir dünya turu yaşamak istiyorum diyordu.
Cemil Bey beni ofisine çağırıp, dünya turu için geminin uygun olup olmadığını sordu. Ben ise gayet uygun olduğunu ve okyanus dalgalarına karşın bile dayanıklı yeni teknoloji bir tekne olduğunu söyledim. Aile dünya turu için hazırlıklara başladı. Para bol olduğu için tüm, işlemler kısa sürede halledildi. Sıcak bir Haziran sabahı, ailenin boğazda bulunan yalısının önünden gazetecilerin eşliğinde yola çıkmıştık. Hedefimiz, Ege, Akdeniz, Süveyş Kanalı, Hint okyanusu, Java denizi, Avustralya, Pasifik adaları, Süveyş Kanalı, Büyük okyanus ve Cebeli Tarık ile Türkiye’ye dönüş şeklindeydi. Teknede sadece 4 kişiydik. Cemil bey, genç Hanım Billur, özel aşçı ve hizmetliydik.
Yolculuğumuz Akdeniz’in güzel sularında devam edip Süveyş kanalından çıkana kadar devam etti. Ancak Hint okyanusunda, korsan sorunu olduğu için, Cemil bey ve yardımcısı, tekneyi Cibuti demirletmeye karar verdiler. NATO’nun bu denizlerde, koruma gücü bulunuyordu. İstanbul ile irtibata geçip Rus güvenlik güçlerinden yardım isteyecekti. Cemil bey, teknede beni ve sevgili genç eşi Billur hanımı korumam için emanet etmişti. Gerekirse teknede bulunan silahı kullan dedi. Cemil bey ve eşi kısa süreliğine de olsa ayrıldılar. Yanlız kalmıştık.
Teknede resmi kıyafetler içinde çalışmak çok zor oluyordu. Özelliklede sıcakta insanın apış arası pişiyordu. Cemil bey gemiden indikten sonra sadece denizci pantolonum giyerek çalışmaya başlamıştım. Billur hanım ile sadece uzaktan, kesişiyorduk. Ancak onun patronumun karısı olması neticesinde, hiç yan bakmıyor ancak, uzun süre sikişmediğim için ise, canım am sikmek çekiyordu.
Tekne son teknoloji olduğu için, kapıları elektronikti. Ancak Cibuti yer alan elektrik kaynağı tekne ile uyumlu değildi. Kapılar arıza yapmış ve Billur Hanım banyoda mahsur kalmıştı. Benden acil zilini çekerek yardım istedi. Billur hanımda kapalı alan korkusu vardı. Beni çabuk buradan kurtarın dedi. Kapıyı açmakta zorlanıyordum. Çünkü önceki şifreyi kabul etmiyordu. Sonra fabrika ayarlarına getirip kapıyı açmıştım. Güzeller, güzeli Billur Hanım korkmuş şekilde terleyen vücuduma sarıldı. Ben ise kayıtsız kalamadım. Sonra onun bu davranışına ona öperek cevap verdim. Sonra ortalık ısınmıştı. Billur hanım zaten çıplaktı. Ben ise denizci pantolonumdan yarağımı dışarı çıkardım. Birden yarağımı şehvet ve istekle yalamaya başladı. İkimizde ne olduğunu anlamadan sikişiyorduk. Sora Billur hanımı, klozetin üzerine oturtup bacaklarını her iki yana açmıştım. Sert bir şekilde sikmiştim. Kadın gerçekten çok mutlu olmuştu. Artık geminin hem kaptanı, hem de güzeller güzeli Billur hanımın pompacısı olmuştum.